21 Ocak 2012 Cumartesi

Depresyonla mücadele intihar riskini azaltıyor

İntihar her toplumda olduğu gibi bizim için de ciddi bir sorun. Depresyon hastalığı da bu konuda önemli etkenlerden biri. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki depresyonla mücadele intihar riskini azaltıyor. Yeni doğan bebeklerden alınacak birkaç damla kanla fark edilebilecek ve önlenebilecek bazı zeka geriliği durumları, yine tiroid hormonu eksikliğinin zamanında fark edilmesi de ruh sağlığını koruma yolları arasında sayılabilir. Uygun beslenme ve egzersizler, aşırı kilodan ve buna bağlı ortaya çıkabilecek bedensel ve ruhsal hastalıklardan korunulmasını beraberinde getirir. Stresle başa çıkma tekniklerinin yaygın olarak iş yerlerinde ele alınması iş gücü kaybına neden olan yorgunluk, doyumsuzluk, tükenmişlik gibi durumlarıazaltabilecek önlemlerdendir. Sağlıklı davranış geliştirme, alışkanlıklarımızın bağımlılık haline dönüşmesine fırsat vermeme, sigara, alkol, madde bağımlılıklarından korunma çok bilinen koruyucu ruh sağlığı alanlarından bir başkası.

Ruh sağlığını güçlendirme ve geliştirme konusunda neler söyleyeceksiniz?
Elbette, ruhsal bozukluklardan korunma ile ruh sağlığını güçlendirme ve geliştirmenin geçiştiği, örtüştüğü, birbirini tamamladığı alanlar da var. Bu arada korunma konusunu bağlamak için izninizle şu noktayı da vurgulayayım. Korunma çalışmaları yüzde yüz korunma demek değildir. Her ruhsal sorunu tamamen davranışlarımızı geliştirerek engelleyemeyebiliriz, işin biyolojik yönü de var mutlaka ama riski azaltmaktan, erken müdahale etmekten söz ediyoruz. Olumsuz etkileri en az düzeye indirmekten söz ediyoruz. Bu noktaya vurgu yapmışken ruh sağlığını güçlendirme konusuna da gelelim. Örneğin sağlıklı bir yaşlılık için gençlikte yapılacak çok önemli şeyler vardır. Kendine hoşlanacağı, üretebileceği alanlar yaratan, hayatına renk ve anlam katmayıbilen kişiler yaşlandıklarında ya da emekli olduklarında kendilerini işe yaramaz gibi görmezler.
Geleceğimizin garantisi gençlerimiz için neler söyleyeceksiniz?
Geleceğimizin garantisi olan gençlerimize, çocuklarımıza yönelik tutum ve davranışlarımız onların kendilerine güvenli, benlik saygısı yerinde kişiler olarak yetişmelerine de neden olabilir, ürkek korkak, güvensiz hep birilerinin desteğine muhtaç birileri olmalarına da. Aile içinde, toplumda şiddet şiddeti doğurur, saygı ise saygıyı… Yukarıda kısaca değinmiştim, alışkanlıklarımız konusu. Bağımlılık halini alan birçok yeni alışkanlık var özellikle gençler arasında. Bilgisayarı, cep telefonunu, hatta televizyonu düzensiz dengesiz kullanma, adeta bu araçların esiri olma. Bu davranışlar kişiler arası iletişimi olumsuz yönde etkilemenin yanında ciddi bedensel sağlık sorunlarına yol açabildiği de biliniyor.


Her geçen gün artan cinayet, intihar, adam yaralama, çocukların işledikleri suçların, olayların değerlendirilmesini yapabilir misiniz?
Yukarıda değinmeye çalıştığım sağlıksız davranışlar bireyleri ve bireylerin oluşturduğu toplumu etkiliyor elbette. Bu arada bireyleri aşan ekonomik zorluklar, işsizlik sorunu, ülkemizin genel anlamda içinde bulunduğu sosyal siyasi zorluklar da bireyleri ve toplumu olumsuz yönden etkilemektedir. Nasıl ki sağlık yalnızca sağlık profesyonellerinin başa çıkabileceği bir şey değilse ruh sağlığı da genel politikalarla bütün olarak ele alınması gereken bir konudur. Çalışanların özlük haklarının gerçekçi biçimde düzenlenmesi, çalışamayanlara iş bulma imkanı sağlanması, adalete, kolluk güçlerine güven yaratılması, eğitimde, sağlıkta eşitlik olması en temel ve olmazsa olmaz koruyucu ruh sağlığı faktörleridir. Bütün bunları birilerinden lütuf olarak beklememek haklarına kırmadan kırılmadan sahip çıkmak da vatandaş olarak bizlerin hakkı ve görevi olmalıdır. Bu yolda farkındalık geliştirmeliyiz.


 Prof. Dr. Bülent Coşkun Kimdir?
1952 Tavşanlı Kütahya doğdu. Darüşşafaka Lisesi’ni bitirdikten sonra, Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nde okudu. 1982 yılında Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan uzmanlık aldı. Zorunlu hizmet görevini Manisa Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde yaptıktan sonra, Ankara Numune Hastanesi’nde ServisŞefliği, Yenişehir Ruh Sağlığı Dispanseri’nde Başhekim olarak görev yaptı. Daha sonra Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Daire Başkanlığı görevini yürüttü. 1989 yılında Ankara Üniversitesi’nde doçentliğini aldı. 1995-2002 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. 2002 yılından beridir de Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Kocaeli Üniversitesi Toplum Ruh Sağlığı Birimi’nin Müdürlüğü’nü yürütmektedir.
Fotoğraflar: Ayhan Arı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder