Bağlayın kemerlerinizi, sıkı tutunun başınız dönecek… Aman dikkat…
Eğer yolunuz bir gün Kocaeli’ye düşerse ya da Kocaeli’de bir şekilde bulunuyorsanız demiryolunun kuzeyinde kalan İzmit Saat Kulesi’nin yanında muazzam bir yapı olan Kasr-ı Hümayun namıdiğer İzmit Sarayı’nı mutlaka ziyaret edin.
Yok eğer edemediyseniz dert etmeyin…
Bugün sizi İzmit Sarayı’na götüreceğim… Düşün peşime…
Kasrı Hümayun, diğer adıyla İzmit Sarayı, diğer adıyla Av Köşkü, bir diğer adıyla Saray Müze.
Avlanmayı çok seven Sultan Abdülaziz, avlandığı zamanlarda kalmak düşüncesiyle Dolmabahçe Sarayı’nın bir benzerini İzmit dolaylarında yaptırmaya karar verir.
1874 yılında Mimar Karabet Amira Balyan’a bugünkü Saat Kulesi’nin hemen yanı başındaki alana, Kasr-ı Hümayun’u yaptırır.
Mermer cephesi, işçiliği, tavan süslemeleri ve sütunlarıyla barok tarzındaki saray, bir süre Sultan tarafından kullanılır.
Zamanında birçok padişaha ve devlet adamlarına ev sahipliği yapan İzmit Sarayı 16 Ocak 1923'te Eşsiz Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ağırlamış.
Gazi, büyük zaferden sonra çıktığı Batı Anadolu gezisi esnasında İzmit'e gelerek bir basın toplantısı gerçekleştirmiş.
Kentimizde halen "Basın Onur Günü" olarak kutlanan günde Atatürk, ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak gazetecilerle fikir alışverişinde bulunmuş.
Bu toplantıya Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Kılıçzade İsmail Hakkı gibi Türk basın hayatının önemli şahsiyetleri katılmış.
1967 yılına kadar Vilayet ve Ziraat Odası olarak kullanılan saray bu yıldan sonra müzeye çevrilmiş. 17 Ağustos depreminde büyük hasar gören İzmit Sarayı; 2004 yılında İl Özel İdaresi tarafından ayrılan bütçe ile restore edildi.
Ve 16 Ocak 2007 tarihinde sarayın kapısı ziyaretçilere açıldı.
İşte biz basın mensupları da Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin önderliğinde bu yıl da Basın Onur Günü’nde güzel bir organizasyonla “Ata”mızla İzmit Sarayı’nda buluşacağız…
Uzun lafı kısası Atatürk’ün 16 Ocak 1923 tarihinde İzmit Sarayı’nda düzenlediği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulacağını ilk kez beyan ettiği basın toplantısının 89’uncu yıldönümünde, “Basın Onur Günü”nün anlam ve önemine yakışır bir gün yaşayacağız.
İçim içime sığmıyor sevgili okur. Heyecanımı anlatacak kelime bulamıyorum.
Cumhuriyetimizin temel taşlarının bir bir çiğnendiği şu günlerde İzmit Sarayı’nda yeniden güven tazeleyeceğim… Sarayın içine girdiğimde bütün basın mensupları içerideki konuklarla ilgilenirken, birbiri üzerine flaşlar patlarken, ben yine tarihi soluyacağım… Muhteşem özel kokuyor saray…
Saray alt kat giriş salonu ziyaretçilerini Osmanlı saraylarında ve mutfaklarında kullanılan vazolar, fincanlar, şerbet içme kapları ve porselenlerle karşılıyor.
Sağ taraftaki odaya yöneldiğinizde, Atatürk'e ait eşyalarla, Atatürk fotoğraflarıyla, onun ölümünü ilan eden gazetelerin kupürleriyle karşılaşıyorsunuz.
Sarayın içindeki odalara bir bir girip çıkacağım… Sonra Atatürk’ümün orada olduğunu hayal edeceğim… Heyecandan kalbim fırlayacakmışcasına çarpacak… Girişteki merdivenlerden birkaç basamak yukarı çıkacağım… Toplantı masanın başında oturan geçmişten çıkıp gelmiş basın mensuplarını birbir selamlayacağım…
Bir yandan da Atatürk’ümün sesini duyacağım… Heyecanını paylaşacağım… Eşsiz liderimizin insanlara değer veren, gönlümüzün derinliklerine işleyen o masmavi bakışlarındaki ciddiyetiyle basın mensuplarının sorularına verdiği içtenlikli cevapları dinleyeceğim…
Mesleğime bir kez daha aşık olacağım… İşte bu vesileyle onurlu basın mensuplarının "Basın Onur Günü"nü kutluyorum... Ve diyorum ki…
Bana müsade, yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin…
En çok beni özleyin… En çok beni özleyin…
Hatta bir tek beni özleyin… Özleyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder