9 Nisan 2012 Pazartesi

"Zuhal Kösemleşme"




Sahnede kendimi rahat, güvende, ben hissederim diyen usta oyuncu Zuhal Gencer Erkaya ile tiyatro üzerine sohbet ettik. Sorularıma samimiyetle cevap veren başarılı sanatçı Zuhal Gencer Erkaya, bakın neler söyledi: "Geçen gün kocam dedi ki Zuhal “Kösem”leşme. Laf içime oturdu tabi. Yapacağım rol hep aklımda olduğu için, evde de kendimi rolüme kaptırdığım oluyor."


Neden tiyatroyu seçtiniz?
Çocukluğumdan beri sahne sanatlarına ilgim vardı. Aileme konservatuar okumak istediğimi ifade etmiştim. Öyle de yaptım.

Ailenizde tiyatrocu var mıydı?
Yok ama, babam gençlik dönemlerinde Beşiktaş’ta tiyatro yapmış. Annemin sesi harikaydı, çok güzel şarkı söylerdi. Ailemden gelen yetilerim olduğuna inanırım.

Destek oldular mı?
İlk önce bale yapmak istedim ancak ailem karşı çıktı. Daha sonra tiyatro eğimi almak isteyince destek olmak durumunda kaldılar, çünkü ben kararımı vermiştim. Bir bakıma beni kendi halime bıraktılar. Ama daha sonra başarılarımı gördükçe çok mutlu oldular.

Tiyatronun başka bir alanı ile ilgileniyor musunuz?
Hayır, benim işim sadece oyunculuk.

"OYUNUN BÜTÜNÜNE BAKARIM"
Nasıl bir izleyicisiniz?
Zor bir izleyiciyim. İnce eleyip sık dokuyup, keyifle seyredebileceğim oyunlara gitmek isterim. Kötü bir şey izlemeye tahammülüm yok. Bu nedenle de önlerde oturmam. Arka sıraları tercih ederim. Oyunu beğenmediysem sonuna kadar beklemem, çıkar giderim.

Nedir izlerken dikkat ettikleriniz? Neler ararsınız bir tiyatro oyununda?
Oyunculara dikkat ediyorum. Ne anlatmış diye. Yönetmenin yorumu nasıl diye bakarım. Işık, müzik, dekor kısacası her şeye bakıyorum. Tiyatroda bu saydıklarımın tek birinin iyi olması bir şey ifade etmiyor. Birbirini tamamlaması gerekiyor. Dolayısıyla oyunun bütününe bakarım.

Sahne sizin için ne ifade ediyor?
Sahnede kendimi rahat, güvende, ben hissederim. Sahnede olmaktan mutluluk duyuyorum.

Bugüne kadar kaç karakter canlandırdınız? En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz karakterlere birer örnek verir misiniz?
Çok karakter canlandırdım. "Çöplük" adlı oyununun "ay melek" karakterini çok sevdim. Işık Kasapoğlu’nun yönettiği Hamlet'te oynamaktan keyif aldım. Roberto Zucco’da canlandırdığım "manyak anne" rolü en zorlandığım karakterdir. Öyle bir anne olduğum fikrine alışmak zor oldu.

YOLCU OYUN DEĞİL
Sevmeden oynadığım, "Yolcu" adlı Mevlana öğretisini anlatan oyundaki rolümdü. Mevlana öğretisini severim. Ancak Yolcu’nun bir oyun olmadığını düşündüğüm için oynamaktan keyif aldığımı söyleyemeyeceğim.

Sahnede bulunmak için fedakârlıkta bulundunuz mu?
Bugün Kösem Sultan oyunu öncesi düştüm. Ayağım ağrıyor, ancak izlediğiniz oyunda bunu hissettiniz mi? 40 derece ateşle de oyun oynadım. Kösem Sultan oyununun provalarında babamı kaybettim. Ama işime devam etmeme gibi bir lüksüm olamaz. Kaldı ki çalışmasaydım yaşadığım acıyı daha zor atlatacaktım. Yani anlayacağınız bizim için sahneye çıkınca her şey bitiyor.

Tiyatro ve dizi oyunculuğu arasındaki fark?
Oyunculuk açısından fark yok. İşinizi seviyorsanız, tiyatroda nasıl oynuyorsanız, dizilerde de rolünüzün hakkını vermeye çalışıyorsunuz. Yalnız dizilerde film çeker gibi yoğun tempoda, uykusuz, sabahlara kadar çalıştığımız için, oyuncu olarak birçok şeyi kaçırabiliyorsunuz. Duyguyu kaçırabiliyorsunuz, karakterden kaymış olabiliyorsunuz.

"ŞANSLI BİR OYUNCUYUM"
Tiyatronun rolü nedir hayatta? Mesaj vermeli mi?
Tiyatro insana insanı insanla anlatır. Kişilerin durumlara daha geniş bakmasını sağlar. Hayatta yaşarken göremediği şeyleri görmesine vesile olur. Düşünmediğimiz şeyleri düşündürten bir sanat dalıdır tiyatro. Mesajı kendi içindedir.

Oynamak istediğiniz bir karakter var mı?
Yok. Şanslı bir oyuncuyum. O kadar değişik karakterler oynadım ki, güzel bir yelpazem var. Ama daha canlandıracağım çok karakter de var…

"KENDİMİ ROLÜME KAPTIRIRIM"
Tiyatro sanatçılarının televizyon oyunculuğuyla ön plana çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oyuncuların bu duruma yapabileceği bir şey yok. Keşke seyirciler tiyatro oyunlarına gelseler de bizi orada tanısalar. Ancak tiyatro zaman ve emek ister. Seyirci evine, ayağına kadar gelen dizilerdeki bir rolle sanatçıyı tanıyor. Tiyatroda, sinemada oyuncu neler yapmış buna bakmıyor. Üzülüyorum. Tiyatronun az izlenilmesi beraberinde bunu getiriyor malesef.

Oynadığınız karakteri günlük yaşantınızda yansıttığınız oldu mu?
Geçen gün kocam dedi ki Zuhal “Kösem”leşme. Laf içime oturdu tabi. Şaka bir yana bir rolü çıkarmaya çalışmak sancılı bir süreç. Yapacağım rol hep aklımda olduğu için, bir şey yaparken o kadın olsaydı ne yapardı diye düşünürüm. Rolümü bürünmeye çalışırım. Evde de kendimi rolüme kaptırdığım oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder