5 Nisan 2012 Perşembe

Engellere rağmen ışığa yürüyenlere...

Herkese merhaba... Herkese merhaba... Herkese merhaba...
Bugün sizlerle, arılar ve sinekler ile ilgili olarak aldığım bir maili paylaşacağım. Eminim en az benim kadar beğeneceksiniz.
"Bir grup arıyla sinekleri bir kavanoza koyuyorlar. Şişenin tabanını ışığa, açık olan kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar.
Arıların hepsi ışık olan tarafa üşüşüyor. Ama şişenin tabanı cam ve onların yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı başaramıyorlar.
Bu arada sinekler şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar.
Ağzı açık olan şişeden karanlık olan tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor. Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar.
İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor öyle değil mi sevgili okur? Öyle değil işte okumaya devam edin hak vereceksiniz.
Arıların ne kadar akıllı varlıklar olduğunu hepimiz biliyoruz.
Sinekler ise, malum hayvanlar.
Arılar ne kadar temizse, adı üstünde sinekler de o kadar pis.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama, sineklerden midemiz bulanır.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuşkusuz. Onlar engellere rağmen ışıktan vazgeçemeyenlerdir. Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir. Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Bu kendine saygı, yaşadığı topluma saygıdır.
Sinekler karanlıkta sıvışan kaçaklardır. Karanlığa yürüyenlerdir. Şişenin ağzının karanlığa açılmasının onlarca hiçbir önemi yoktur. Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır. Sadece kendi yaşamları söz konusudur. Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa oraya giderler. Onlar için karanlık olması önemli değildir.
Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, ışık saçanlara tüm kalbimle sevgilerimi sunuyorum.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır. Engellere aldırmaz. Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve değerleri için ölür.
Ama sinekler, kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler, kovaladığınız yere. Yemeklerinize, kollarınızın üstüne tünerler. Pis ayaklarıyla gezerler yaşadığımız her yeri."
Size daha ne söyleyebilirim ki sevgili okur. Seçim sizin...
İsteyen istediğini istediği kadar üstüne alınabilir.
Nasıl olsa anlayana sivrisine saz, anlamayana "her şeye maydanoz"unuzun davulu az gelir. Güm be de güm güm. Güm be de güm güm. Güm güm güm...

3 yorum:

  1. aa bak bu yazıyı BENİ ÖZLEYİN.. diye bitirmediğini fark ettim :) bu arada bu yazıyı çok beğendim :)

    YanıtlaSil