İşte yine buluştuk sevgili okur… Bugünkü yastıkaltı hikayemiz de hemen geliyor…
“Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 90 yaşlarında, Azmi isminde çok dinç ve genç görünümlü bir dede yaşarmış…
Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış: “Bu gençliğin sırrı nedir?” diye… Bu soru soruldukça ihtiyar delikanlı güler geçermiş.
Sorular sıklaşıp, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki… Düşünmüş Azmi Dede, bu sırrımı kolayca herkese nasıl anlatırım diye. Sonra tüm meraklıları evine yemeğe davet etmeye karar vermiş.
“Bu davette size sırrımı açıklayacağım” demiş. Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş.
Herkes konu ne zaman açılacak diye merak ederken Azmi Dede hanımına seslenmiş: “Hatun, şu kilerden bir karpuz getirir misin bize?”
Hanımı yaşlı haliyle hemen doğrulmuş kilere giderek bir karpuz getirmiş. Azmi amca karpuza şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da: “Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin?” demiş.
Hanımı karpuzu götürmüş başka bir tane getirmiş. Azmi Amca onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.
“Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin?” demiş. Bu böylece üç dört sefer daha tekrarlanmış. Dedemiz nihayet beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş.
Herkes karpuzunu afiyetle yerken Azmi Dede sormuş: “Eee arkadaşlar işte benim gençliğimin sırrı burada anladınız mı?”
Herkes birbirinin yüzüne bakmış, kimse bir şey anlamamış: “Hayır Azmi Dede bu sırrı biz anlayamadık” demişler.
Azmi Dede gülmüş: “Efendiler” demiş, “o gördüğünüz karpuz kilerde bir taneydi, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile “aman be adam, defalarca şu karpuzu ne taşıttırıyorsun bana” demedi. Beni sizin önünüzde mahçup duruma düşürmedi. İşte ben bütün gençliğimi bu hanıma borçluyum.
Biz birbirimizi başkalarının önünde zor duruma hiç düşürmeyiz. Aramızdaki hiçbir sıkıntıyı dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız” demiş.”
Ya siz sevgili okur ya siz? Sizler neler yapıyorsunuz?
O vakit siz düşünedurun ben müsaadenizi isteyeyim.
Yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin.
En çok beni özleyin. En çok beni özleyin.
Hatta bir tek beni özleyin. Özleyinnnn.
Ya siz sevgili okur ya siz? Sizler neler yapıyorsunuz?
O vakit siz düşünedurun ben müsaadenizi isteyeyim.
Yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin.
En çok beni özleyin. En çok beni özleyin.
Hatta bir tek beni özleyin. Özleyinnnn.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder