2 Şubat 2013 Cumartesi

Kral Lear'la zaman makinasında



Herkese merhaba. Hikaye oyunun başkişisi Britanya Kralı Lear'ın yaşlandığı gerekçesiyle topraklarını üç kızı arasında paylaştırmaya karar vermesiyle başlar. Bu paylaşımın eşit ve adil olması için kızlarını sınava tabii tutmaya karar veren kral, onlardan kendisini ne kadar sevdiklerini söylemelerini ister. Büyük ve ortanca kızları süslü laflarla sevgilerini ifade edip kendilerini kanıtlar, fakat gerçek sevginin süslü laflarla anlatılamayacağına inanan Cordelia cevap vermez. Buna sinirlenen Kral Lear, onu evlatlıktan reddeder ve topraklarını diğer kızları arasında paylaştırır. 
Daha fazla ipucu vermeyeyim de, iyisi mi siz de Kocaeli Şehir Tiyatroları'nda bu yıl sahnelenen, dünya tiyatrosunun en önemli yazarlarından William Shakespeare'in en önemli oyunlarından biri olan "Kral Lear"ı Özdemir Nutku çevirisiyle izleyin ve kendi gözlerinizle görün. 
İzlemelisiniz çünkü, hikayenin ne kadar tanıdık olduğunu göreceksiniz. Kral Lear oyunundaki karakterlere Türk isimleri koyduğumuzu  ve öyküyü güncelleştirdiğimizi düşünün. Mesela oyunu bir köy ağası ya da şirket patronu merkezinde kurgulasak, ortaya uzun soluklu bir televizyon dizisi çıkabilir. Eminim oyun bu yapısıyla bir Türk seyircisi olan sizin de ilginizi fazlasıyla çekecektir. Değerlendirin derim.
İzlemelisiniz çünkü, oyunumuzun içeriğinde, zamana ve bölgeye bağlı olmayan evrensel değerler ve durumlar enfes bir şekilde ifade edilmiş. 
İzlemelisiniz çünkü, oyun bize tam anlamıyla bir görsel şölen sunuyor.  Biçimsel açıdan, karşınıza sıklıkla farklı mekanlar çıkaran oyunda sinematografik bir anlatıma tanık oluyorsunuz.
İzlemelisiniz çünkü, böylesi farklı bir oyun, işinde uzman birbirinden değerli bir kadronun yarattığı bir dünyada hayat buldu sevgili okur. 
Tüm çalışmalarında görselliği ön planda tutan usta yönetmen Malcolm Keith Kay ve oyunumuzun yardımcı yönetmeni değerli eşi Gülcan Kay. Usta yönetmen Malcolm Keith Kay'in İngiliz olmasının oyunun ruhunu yakalamaktaki avantajını ve Gülcan Kay farkını Kral Lear'ı izleyin ve görün.
Bu görselliğe en iyi ifade yollarını açan tasarımcı Efter Tunç'u bilirsiniz. Aynı zamanda İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde görev yapan Efter Tunç özgün kostüm tasarımı, işlevsel dekoru ve olağanüstü yorumuyla adeta oyunun içine çekiveriyor sizi, izlemiyorsunuz yaşıyorsunuz. Tıpkı bir zaman makinasında yolculuğa çıkmış gibi o anı yaşıyorsunuz.  
Yaratılacak dünyanın atmosferini oluşturmada çok büyük önemi olan müziği besteleyen üstad Çiğdem Erken. O bir ‘tiyatro müziği‘ bestecisi, yaptığı tiyatro oyunu müzikleri ile Türkiye’nin en aranan isimlerinden olduğunu hatırlatmak isterim sevgili okur.  
Vee ve ve sahnedeki her varlığa derinlik ile anlam katan özel bir ışık tasarımcısı olan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’mızın pek çok büyük yapımında görev yapan Yaşar Demirkıran'ın başarısı su götürmez bir gerçek.
Dans düzeni ve dansıyla oyuna bambaşka bir tat katan Ferdi Yıldız, görsel tasarımı başarıyla üstlenen Murat Serkan Aktü, başarılı ses tasarımıyla İlker Sevüker veeeeeeee...
Sonrasında ise tutkulu oyuncularımız Cemal Aldıç, Ümit Bakış, Engin Benli, Funda İlhan, Koray Onur, Ahmet Yaşar Özveri, Ozan Şahin, Serhat Güzel, Fatih Sevdi, Esra Bezen Bilgin, Pınar Ünsal, Çağrı Mengüç, Utku Oğuz, Çağla Buldak, Tekin Ezgütekin, Volkan Dinç, Erdem Irmak, Sarper Saydam devreye girdiler. 
Uzun lafın kısası, yapımda emeği geçen, başta Genel Sanat Yönetmenimiz Veysel Sami Berikan olmak üzere, herkesi ayakta alkışlıyorum ve Kocaeli farkını gözler önüne serdikleri için içten teşekkürlerimi sunuyorum. 
Şimdi bana müsaade... Yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin... Özleyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder