10 Şubat 2013 Pazar

'Düğün ya da Davul'la iyi seyirler


Herkese merhaba. İşte yine yeni bir haftasonunda daha beraberiz.
Bu hafta sizi Oyun İstasyonu'na götüreceğim sevgili okur.
Kocaeli'de 9 yıldan beridir İzmitli tiyatroseverler için perde diyor Oyun İstasyonu. İlimizin başarılı ve üretken tiyatro topluluklarından Oyun İstasyonu bu sezon Türk Tiyatrosu'nun özgün yapıtlar üreten yazarı Haşmet Zeybek'in "Düğün ya da Davul" oyununu  başarıyla sahneye koydu.
Aynı zamanda İstanbul Şehir Tiyatroları sanatçısı da olan Haşmet Zeybek, "Düğün ya da Davul'u 1975 yılında yazmış.
Şimdiye kadar devlet tiyatroları başta olmak üzere pek çok ödenekli ve özel tiyatroda sahnelenen oyun "köy seyirlik oyun" geleneğine göre yazılmış.
Kökeni ilkçağ bolluk-bereket törenlerine kadar uzanan, çağlar boyu süren halk tiyatrosu geleneğinin günümüze gelen mirası "köy seyirlik oyunlar"ından Düğün ya da Davul, şarkılı, türkülü, danslı, eğlenceli bir komedi. 
Yönetmenliğini Kadir Yüksel'in yaptığı oyun oyuncularıyla, teknik ekibiyle, yönetmeniyle, sahne amiriyle, sahne arkası görevlileri ile çok dinamik, çalışkan ve başarılı bir ekibin ellerinde hayat buluyor.
Bu genç ekip içerisinde Gülabi Turan, Şebnem Telci, Alper Turna, Tufan Katırcı, Ergin Demirel, Hüseyin Demirci, Filiz Çolaklar, Evrim Zeytinoğlu, Aynur Seren, Aynur Erdoğan, Gürcan Yusuf Şahin, Anıl Acar yer alıyor.  
Oyunun başarılı müzisyenleri Ercan Büyükarman, Ersen Doğan, Hasan Çakır ve Uygar Yengin'den oluşuyor.
Düğün Ya Da Davul'un dekoru Ergin Demirel ve Gülabi Turan'a, kostümler Senem Yüksel'e ait. Danslar için Yüksel Abdikoğlu, ışıkta Mustafa Sarem görev alıyor. Yönetmen yardımcısı Tuğçe Özdoğan. Oyunun afiş ve broşür tasarımı ise Tuğba Bilici ve Gökhan Çomoğlu'na ait. 

Bu akşam saat 20.00'da Sabancı Kültür Merkezi'nde bu keyifli oyunu keyifle izleyebilirsiniz. Benden söylemesi... Bugün de bana ayrılan sütunların sonuna geldik, yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin. Özleyin.

2 Şubat 2013 Cumartesi

Kral Lear'la zaman makinasında



Herkese merhaba. Hikaye oyunun başkişisi Britanya Kralı Lear'ın yaşlandığı gerekçesiyle topraklarını üç kızı arasında paylaştırmaya karar vermesiyle başlar. Bu paylaşımın eşit ve adil olması için kızlarını sınava tabii tutmaya karar veren kral, onlardan kendisini ne kadar sevdiklerini söylemelerini ister. Büyük ve ortanca kızları süslü laflarla sevgilerini ifade edip kendilerini kanıtlar, fakat gerçek sevginin süslü laflarla anlatılamayacağına inanan Cordelia cevap vermez. Buna sinirlenen Kral Lear, onu evlatlıktan reddeder ve topraklarını diğer kızları arasında paylaştırır. 
Daha fazla ipucu vermeyeyim de, iyisi mi siz de Kocaeli Şehir Tiyatroları'nda bu yıl sahnelenen, dünya tiyatrosunun en önemli yazarlarından William Shakespeare'in en önemli oyunlarından biri olan "Kral Lear"ı Özdemir Nutku çevirisiyle izleyin ve kendi gözlerinizle görün. 
İzlemelisiniz çünkü, hikayenin ne kadar tanıdık olduğunu göreceksiniz. Kral Lear oyunundaki karakterlere Türk isimleri koyduğumuzu  ve öyküyü güncelleştirdiğimizi düşünün. Mesela oyunu bir köy ağası ya da şirket patronu merkezinde kurgulasak, ortaya uzun soluklu bir televizyon dizisi çıkabilir. Eminim oyun bu yapısıyla bir Türk seyircisi olan sizin de ilginizi fazlasıyla çekecektir. Değerlendirin derim.
İzlemelisiniz çünkü, oyunumuzun içeriğinde, zamana ve bölgeye bağlı olmayan evrensel değerler ve durumlar enfes bir şekilde ifade edilmiş. 
İzlemelisiniz çünkü, oyun bize tam anlamıyla bir görsel şölen sunuyor.  Biçimsel açıdan, karşınıza sıklıkla farklı mekanlar çıkaran oyunda sinematografik bir anlatıma tanık oluyorsunuz.
İzlemelisiniz çünkü, böylesi farklı bir oyun, işinde uzman birbirinden değerli bir kadronun yarattığı bir dünyada hayat buldu sevgili okur. 
Tüm çalışmalarında görselliği ön planda tutan usta yönetmen Malcolm Keith Kay ve oyunumuzun yardımcı yönetmeni değerli eşi Gülcan Kay. Usta yönetmen Malcolm Keith Kay'in İngiliz olmasının oyunun ruhunu yakalamaktaki avantajını ve Gülcan Kay farkını Kral Lear'ı izleyin ve görün.
Bu görselliğe en iyi ifade yollarını açan tasarımcı Efter Tunç'u bilirsiniz. Aynı zamanda İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde görev yapan Efter Tunç özgün kostüm tasarımı, işlevsel dekoru ve olağanüstü yorumuyla adeta oyunun içine çekiveriyor sizi, izlemiyorsunuz yaşıyorsunuz. Tıpkı bir zaman makinasında yolculuğa çıkmış gibi o anı yaşıyorsunuz.  
Yaratılacak dünyanın atmosferini oluşturmada çok büyük önemi olan müziği besteleyen üstad Çiğdem Erken. O bir ‘tiyatro müziği‘ bestecisi, yaptığı tiyatro oyunu müzikleri ile Türkiye’nin en aranan isimlerinden olduğunu hatırlatmak isterim sevgili okur.  
Vee ve ve sahnedeki her varlığa derinlik ile anlam katan özel bir ışık tasarımcısı olan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’mızın pek çok büyük yapımında görev yapan Yaşar Demirkıran'ın başarısı su götürmez bir gerçek.
Dans düzeni ve dansıyla oyuna bambaşka bir tat katan Ferdi Yıldız, görsel tasarımı başarıyla üstlenen Murat Serkan Aktü, başarılı ses tasarımıyla İlker Sevüker veeeeeeee...
Sonrasında ise tutkulu oyuncularımız Cemal Aldıç, Ümit Bakış, Engin Benli, Funda İlhan, Koray Onur, Ahmet Yaşar Özveri, Ozan Şahin, Serhat Güzel, Fatih Sevdi, Esra Bezen Bilgin, Pınar Ünsal, Çağrı Mengüç, Utku Oğuz, Çağla Buldak, Tekin Ezgütekin, Volkan Dinç, Erdem Irmak, Sarper Saydam devreye girdiler. 
Uzun lafın kısası, yapımda emeği geçen, başta Genel Sanat Yönetmenimiz Veysel Sami Berikan olmak üzere, herkesi ayakta alkışlıyorum ve Kocaeli farkını gözler önüne serdikleri için içten teşekkürlerimi sunuyorum. 
Şimdi bana müsaade... Yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin... Özleyin...